Connect with us

Siyaset

‘Sığınmacılara vatandaşlık vermeyi hemen durdurun’

Yayıncı

on

İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, TBMM Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesiyle ilgili konuştu. Bir vatandaş, İçişleri Komisyonu üyesi bir milletvekili olarak göreve gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın uygulamalarını yakından takip ettiğini belirten Karakaş, bakanın şu ana kadarki uygulamalarına baktığında, kendisini başarılı bulduğunu söyledi. Daha sonra bunun gerekçesini de açıklayan Karakaş, şöyle devam etti:
“Maalesef, AK PARTİ iktidarında daha önce bakanlık yapan arkadaşlarımızdan birileri geçmişte emniyet teşkilatını ve güvenlik birimlerini FETÖ’ye teslim etti; diğerleri ise mafyayla, çeteyle, uyuşturucu baronlarıyla poz vererek onlara prim tanıdı ancak bayın bakan samimiyetle, dürüstçe görevini yapmaya çalışıyor; o yüzden kendisini takdir ediyoruz. Maalesef, görevini yapan insanlar, görevini yapan bürokrat ve bakanlar bu ülkede artık lütuf hâline geldi.”
Oynanan oyunlara dikkat!
Karakaş, ülkemizin zor bir coğrafyada, ateş çemberi içerisinde olduğunu, bölgemizde oynanan çok önemli oyunlar ve projeler bulunduğuna vurgu yaptı. Bunların başında Büyük Orta Doğu Projesi’nin geldiğine işaret eden Karakaş, şunları söyledi:
“Nedir Büyük Orta Doğu Projesi ? Güneyinin Irak, kuzeyinin Türkiye, doğusunun İran, batısının ise Suriye olduğu ilk etapta kukla bir Kürdistan, akabinde büyük İsrail hayalidir. Bunu başarıp başaramamak ayrı bir konu ancak planlanan budur. Peki, bunu nasıl gerçekleştirecekler ? O ülkelerde hedefledikleri bölgelerde özerk yapılar oluşturup akabinde de bunları birleştirerek bunu gerçekleştirme planları vardır. Peki, bakıldığında, bunu Irak’ta başarmış durumdalar; Suriye’de proje devam ediyor, başarmaya çalışıyorlar; akabinde Türkiye, İran devam edecek.”
‘Bir an önce durdurun’
Karakaş, konuşmasının devamında “Şimdi, ülkemiz açısından baktığımızda bunu nasıl yapacaklar ?” sorusunu yöneltirken, şöyle devam etti:
“İşte, bunu iki yolla yapabilirler: Ya savaşla ya da iç savaşla. Savaşla bunu yapamayacaklarını geçmiş dönemde bizim atalarımız defalarca kanıtladılar. O zaman nasıl yapacaklar? Bunu iç savaşla yapacaklar. İç savaşla yapmanın yolu nedir? Geçmişte bunu başarabilmek için yine birçok projeyi kurgulamış durumdalar. İşte, geçmişte bir sağ-sol çatışması başlatmak istediler, olmadı; Alevi-Sünni çatışması başlatmaya çalıştılar, olmadı; bir Kürt-Türk savaşı başlatmak istiyorlar yıllardır, olmuyor, olmaz da çünkü bu insanlar bizim bin yıldır bir arada, aynı kaderi, aynı tarihi, aynı kültürü paylaştığımız insanlarımız; et ile tırnak gibi olduğumuz insanlarımız; dolayısıyla bunu da başaramayacaklar. O zaman ne yapacaklar? Ülkedeki demografik yapının değişmesi lazım; bu nasıl olacak? Bugünün 8-10 milyon mültecisi yine bizim yaptırdığımız simülasyonlara göre 2053 yılında 35 milyona tekabül ediyor ve maalesef bu insanlara vatandaşlık veriliyor. O yüzden ivedilikle sığınmacılara verilen vatandaşlığın bir an önce durdurulması lazım. Evet, bunlar bizim Müslüman kardeşlerimiz, aşımızı, işimizi paylaşabiliriz ancak vatandaşlığı asla vermememiz lazım çünkü vatandaşlık demek o ülkenin tapusuna ortak etmek demektir. Benim atalarımın canlarıyla, kanlarıyla bize emanet ettiği bu vatanın tapusuna hiç kimseyi ortak etme niyetinde değiliz, bunu da asla kabul etmeyiz. “
‘Toprak satışını yasaklayın’
Karakaş, ülkemizde çok ciddi oranda toprak satışı yapıldığına dikkat çekti. Geçmişte vatandaşlık için 400 bin dolarlık taşınmaz alanların vatandaş olduklarını ancak dört gün önce yeni bir şey çıkarıldığını anımsatan Karakaş, “Günaydın diyorum ben kendilerine, doğruyu buldular; bu toprak satışını, tarla satışını ev, konut ve iş yeri şekline çevirdiler. Bunu doğru bir uygulama olarak buluyorum ama yetersiz buluyorum” dedi. Gelişmiş, geleceğini düşünen ülkelerin vatandaşlık verirken “doksan dokuz yıllığına kullanım hakkı verdiğini, satmadığını” belirten Karakaş, şunları söyledi:
“Biz, ivedilikle toprak satışının da yabancılara yasaklanması gerektiğini düşünüyoruz çünkü bugün, hepimizin içinin yandığı Filistin meselesine baktığımızda geçmişte İspanya’da kurulan Endülüs Emevi Devleti yıkıldıktan sonra Osmanlı, orada yaşayan Müslümanlar ile Yahudileri Türkiye’ye, Anadolu’ya getirdi. Daha sonra bu Yahudiler, çöküş döneminde Osmanlı’ya geldi, dedi ki: ‘Biz sizin borçlarınızı ödeyelim ancak bize -o gün Osmanlı topraklarında olan, bugün İsrail ve Filistin’in bulunduğu topraklar- oradan toprak satın.’ Ancak Osmanlı bunu kabul etmedi. Daha sonra o bölge İngiltere himayesine geçti. Bugün o topraklar tamamen -Gazze Şeridi hariç- İsrail egemenliğine geçmiş durumda. Yarın bizim çocuklarımızı, torunlarımızı Anadolu’yu yeniden fethetmek zorunda bırakmamamız lazım. “
‘Milli bayramlar itibarsızlaştırılıyor’
Karakaş, konuşmasında başka bir önemli konuya daha değindi. Ülkemizde malasef milli bayramlarımızın “itibarsız” hale getirildiklerine işaret eden Karakaş, “itibarsızlaştırma politikası” izlendiğini kaydetti. Valilerin millî bayramlara “keyfiyetiyle katılımının” söz konusu olduğunu dile getiren Karakaş, “Ancak bir ilde devletin temsilcisi validir, ilçede ise kaymakamdır. Valinin olmadığı, kaymakamın olmadığı yerde millî bayram kutlanmaz. Dolayısıyla, valilerin keyfiyetine son verilip, tüm millî bayramlara katılımı sağlanıp orada gerekirse çelenk konulması lazım” dedi. Karakaş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemiz, maalesef, önüne gelene vatandaşlık verdiği için kendi ülkelerinde yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık yapanların, kaçakların cenneti hâline geldi. Bundan birkaç gün önce Murat Ağırel isimli gazetecinin yazdığı, maalesef -Hintli, adını dahi telaffuz edemediğim- Türk vatandaşlığı verdiğimiz bir kişi Filipinler’e gidiyor orada -bütün dünya basınında yankı buluyor- ‘Hırsız Türk buraya giremez.’ deniyor. Bu nasıl bir iştir, önüne gelene vatandaşlık verilir mi? INTERPOL’ün kırmızı bültenle, mavi bültenle aradığı insanlara, bu ülkede biz nasıl vatandaşlık veriyoruz, hiç mi istihbaratınız yok, yazık günah değil mi! Türk vatandaşlığı dünyadaki en şerefli vatandaşlıktır. Dolayısıyla, Türk vatandaşlığını sizin bu hâle getirmeye hiçbir şart altında hakkınız yoktur, olmamalıdır.”
Emniyete, komutanlıklara evet, bakanlığa ret
Karakaş, bundan sonraki süreçte vatandaşlığın “değerli” olması gerektiğini vurguladı. Karakaş, şunları söyledi:
“Benim vatandaşım Avrupa’ya gitmek için başka ülkelere giderken artık vize alamaz hâle geldi. Dolayısıyla bizim kırmızı çizgilerimiz bu ülkenin birlik ve beraberliğidir, bu ülkenin bölünmez bütünlüğüdür. O yüzden de biz, İçişleri Bakanlığı bütçesinde güvenlik ve savunmayla ilgili konularda Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bütçesine, Jandarma Genel Komutanlığı’nın bütçesine, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın bütçesine ‘evet’ oyu vereceğiz ancak İçişleri Bakanlığı bütçesine ‘hayır’ oyu vereceğiz.”

Okumaya devam et
Reklam
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Siyaset

Açlık edebiyatı uzmanı Bülbül’den çok manidar açıklamalar

Yayıncı

on

Olay

Aydın Şafak’ta yayınlanan habere göre, Özlem Çerçioğlu’na yakın medyanın boy hedefi haline getirmeye çalıştığı CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, yaptığı paylaşım ile parti kulislerinden büyük destek gördü.

Süleyman Bülbül Aydın İl Danışma Kurulu toplantısında Özlem Çerçioğlu’nun gözlerinin içine baka baka, “Nasıl ülkede tek adama, tekçi düşünceye karşı çıkıyorsak, partinin içinde de bu tekçi düşünceye karşı çıkmalıyız, izin vermemeliyiz” demişti.

Bu konuşma parti içinde gündem olunca Özlem Çerçioğlu’na yakın medya, Süleyman Bülbül’ü boy hedefi haline getirdi. Bunun üzerine sevenlerine mesaj çeken Süleyman Bülbül, “Aydın İl Danışma Kurulunda yaptığım konuşmayı aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz” ifadelerinı kullandı. Böylece Süleyman Bülbül, söylediklerinin arkasında olduğunu bir kez daha vurgulamış oldu.

PARTİLİLER ARTIK ONA “KÖROĞLU” DİYOR

Reklam

CHP büyük kongresinde Aydın BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu Kılıçdaroğlunu can siperane şekilde desteklerken Aydın’dan Özgür Özel-Ekrem İmamoğlu listesini Bülent Tezcan ve Ömer Günel ile birlikte destekleyen üç kişiden biri olan Süleyman Bülbül, Çerçioğlu taraftarlarınca yuhalanmış ve olmadık hakaret-itham-iftiralara maruz kalmıştı.

Buna karşın çıktığı yoldan dönmeyen Süleyman Bülbül’ün mücadelesi, parti tabanından da büyük destek görüyor. Pek çok partili Süleyman Bülbül’ü, haksızlığa ve kokuşmuş düzene karşı mücadele eden Köroğlu ile özdeşleştiriyor. Bu nedenle çok sayıda partili Süleyman Bülbül hakkında övgüyle söz ederken, “Aydın’ın Köroğlusu” ifadelerini kullanıyor.

CHP lideri Özgür Özel ise Çerçioğlu medyasının hedefleri haline gelen Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ve Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’den yana tavır koyduğunu, yaptığı icraatlarla gösterdi. Özlem Çerçioğlu dahi Özgür Özel ile resim çektirmeyi başaramaz iken CHP Genel Başkanı Özel, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’i kabul ederek beraber poz verdi. Bunun yanında Özlem Çerçioğlu’nun isteğiyle Nazilli Belediye Şirketi Yönetim Kurulu Başkanlığı’na atanan Naim Atmaca’nın ataması, CHP Genel Merkezi tarafından uygun bulunmamış ve iptal edilmişti. Bu haberi yapan Aydın Şafak Gazetesi ise Çerçioğlu medyası tarafından kendilerince lince tabi tutulmaya çalışılmış, boylarının ölçüsünü alınca kuzuların sessizliğine bürünmüşlerdi.

GENÇLİK KOLLARI BAŞKANININ DARBI GENEL MERKEZDE İNFİAL YARATTI

Reklam

Diğer yandan CHP Efeler Gençlik Kolları İlçe Eski Başkanı Artuğ Akosman’ın darbı, partide büyük sıkıntı yarattı. Bilindiği gibi Artuğ Akosman Anıtkabir gezisi sırasında otobüse alkollü gelen CHP Aydın İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Dinç’e tepki göstermiş, sonrasında görevden alınmıştı.

Medyaya düşen ve Artuğ Akosman tarafından sosyal medyadan yapılan yayınlardaki iddialara göre Akosman, Özlem Çerçioğlu’nun yakın ekibindeki Ozan Çavuşoğlu’nun çevresi tarafından bir araziye götürülerek darp edilmişti. Bu sadece darp suçunu değil, Ağır Ceza davasına konu özgürlüğün kısıtlanması eylemlerini de içeriyordu.

Haberlere yansıyan iddialara göre; Akosman darp raporı için hastaneye gittiğinde, Ozan Çavuşoğlu ve etrafındaki eski hükümlülerden oluşan bir grup tarafından yine şikayetçi olmaması için darba uğramıştı. Bilindiği gibi daha önce de gazeteci Serhan Seyhan saldırıya uğramıştı. Öte yandan Aydınpost yazarı Ahmet Gözen ise takip edilip çekilen resimleri, medya kurumlarına ve sosyal medya hesaplarına servis edilmişti. Ahmet Gözen kaleme aldığı bir yazısında konuyu kamuoyuyla paylaşmış, özetle “Etrafımdaki takip edenleri çek, yoksa onların kolunu bacağını kıracağım” şeklinde Aydın BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu uyardığını, Çerçioğlu’nun ise “Ben takip ettirmiyorum” şeklinde cevap verdiğini kaleme almıştı.

Parti kulislerinde Süleyman Bülbül’ün konuşmalarında ve vurgularında, bu iddialara ve de yaşananlara göndermede bulunduğu kaydediliyor.

Reklam

İşte Süleyman Bülbül’ün o paylaşımı;

Okumaya devam et

Siyaset

CHP’li Evrim Karakoz: Aydınlı çiftçilerimizin sesini duyun ve zamları geri çekin!

Yayıncı

on

Olay

CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, Aydın’da sulama paralarına yapılan fahiş artışları TBMM gündemine taşıyarak zamların geri çekilmesi için Tarım ve Orman Bakanı’na ve DSİ yetkililerine çağrı yaptı.

DSİ’ye bağlı Koçarlı Adnan Menderes Sulama Birliği dekar başına 40 lira olan sulama paralarını 290 liraya çıkarmıştı. Çine ilçesine bağlı Karakollar Mahallesi ve Yolboyu Mahallesi muhtarları ve çiftçiler sulama paralarına yapılan yüzde 625 oranındaki zamma tepki göstermişlerdi.

Konuyu TBMM Genel Kurul gündemine taşıyan Evrim Karakoz, ayrıca verdiği önergeyle zamların geri çekilip çekilmeyeceğini Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya sordu.

CHP’li Karakoz TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Reklam

“AYDINLI ÜRETİCİLERİMİZ SU PARALARINA İSYAN EDİYOR”

“AKP iktidarı kötü ekonomi ve tarım politikaları nedeniyle perişan ettiği üreticilerimizi şimdi de susuzlukla tehdit ediyor. Özellikle, Aydın’da Çine ilçemize bağlı Karakollar ve Yolboyu mahallelerimizdeki üreticilerimiz Devlet Su İşlerine bağlı Koçarlı Sulama Birliğinin 40 liradan 290 liraya çıkardığı sulama paralarına isyan ediyor.”

“ATADAN DEDEDEN KALMA KAYNAKLARDAN KULLANILAN SULAR”

“Burada üreticilerimiz atadan, dededen kalma artezyenden ya da kendi imkânlarıyla açtıkları kuyulardan çektikleri suyu kullanıyor yani hiç hizmet verilmeden çiftçimizden para alınıyor, yetmiyor, bir de yüzde 625 oranında zam yapılıyor.”

Reklam

“ÇİFTÇİLERİMİZİN SESİNİ DUYUN, ZAMLARI GERİ ÇEKİN”

“Tarım ve Orman Bakanına çağrımızdır: Aydınlı çiftçilerimizin sesini duyun ve sulama paralarına yapılan fahiş zamları geri çekin. Aksi hâlde, tarih sizi üretici düşmanı bir iktidar olarak yazacak.”

Karakoz, TBMM Başkanlığına verdiği önergede Tarım ve Orman Bakanına şu soruları yöneltti:

1- Koçarlı Adnan Menderes Sulama Birliği’nin sulama paralarına yaptığı yüzde 650-y-zde 700’leri bulan zamlardan haberdar mısınız? Sulama paralarına yapılan zamlar Bakanlığınızın ve ilgili kurumlarınızın onayı ile mi yapılmaktadır?

Reklam

2- Koçarlı Adnan Menderes Sulama Birliği’nin sulama paralarına yaptığı zamların üreticilerimizin talebi doğrultusunda geri alınması için herhangi bir girişiminiz olacak mıdır?

3- Vatandaşlarımızın atadan, dededen kalma artezyenlerden ve açtıkları kuyulardan kendi imkanlarıyla çıkardıkları ve tarımsal sulamada kullandıkları sulardan hangi gerekçeyle para alınmaktadır? Üreticinin içinde bulunduğu zor koşullar göz önünde bulundurularak tarımsal sulamada kullanılan sularla ilgili üreticilerimizi destekleyici düzenlemeler yapmayı düşünüyor musunuz?

4- Çiftçilerimizin talebi doğrultusunda Aydın’ın Çine ilçesindeki Topçam Barajı’nın
Tarımsal sulama ihtiyacını karşılamaya yönelik kullanımı için herhangi bir çalışmanız var mıdır?

Reklam
Okumaya devam et

Siyaset

Buğday taban fiyatı en az 15 TL olarak bir an önce açıklanmalı

Yayıncı

on

Olay

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada buğday üreticisinin artan girdi maliyetlerine dikkat çekerek buğday taban fiyatlarının en az 15 lira olarak bir an önce açıklanması çağrısında bulundu.
“ÇİFTÇİ TABAN FİYATI BEKLİYOR”
Aydın’da buğday üretimi yapan çiftçilerle bir araya geldiğini belirten Karakoz, “Maliyetlerden dolayı kime dokunsanız çaresiz, kime dokunsanız dertli. Çiftçilerimiz mağdur ve çiftçilerimiz fiyat beklentisi içinde.” dedi.
CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz konuşmasında şunları söyledi:
“BUĞDAY ÜRETİCİSİNİN GİRDİ MALİYETLERİ ARTTI”
“1 ton buğday üretmek için tohum, gübre, kira, mazot, ilaç, işçilik gibi kalemlerden oluşan girdi maliyetleri geçen sene 7.600 lirayken bu yıl 1 ton buğdayın maliyetinin 10 bin lirayı geçmesi bekleniyor.”
“TABAN FİYAT EN AZ 15 LİRA OLMALI”
“Buradan iktidara çağrı yapıyorum: Tüm girdi maliyetleri ortadayken bir açıklama yapılmalı bir an önce ve 1 kilo buğdayın taban fiyatı en az 15 lira olarak belirlenmeli. TMO’da bir an önce hazırlıklarını yapmalı, çiftçimizin ürettiği tüm buğdayı almalı ve çiftçilerimiz mağdur edilmemeli.”

Okumaya devam et

Çok Okunanlar